Diyetisyen Nasıl Olunur ? Karatay, Dukan, Taş Devri, Protein diyeti bilmem ne derken hayatımıza biranda farklı isimlerde bir sürü diyet girmeye başladı. Medyanın da gazıyla bir anda herkes diyet uzmanı oluverdi. İşyerlerinde, otobüslerde, aile toplantılarında, davetlerde herkes bir anda kendi formülünü konuşmaya başladı. İyi de ne oldu, sağlıklı oluveresimiz bir anda nasıl kendiliğinden geldi?
İşin aslı biz milletçe yağlı, etli, salçalı yemekleri severiz. Kadının kalçalısı, yemeğin salçalısı diye atasözü başka hangi millette vardır ki. Hem yağı, salçayı hem de eti budu bu kadar severken diyetler çıktı ortaya, mertlik bozuldu. Herkesi bir, iki, üç beden küçülme telaşı sarıverdi. Sürekli olarak bilinçaltına yerleştirilen güzellik miti zayıflıkla ilişkilendirilirken, bir yandan da gıda sektörüne yeni kaynaklar gerekti ve hoş geldin sağlıklı yaşam miti. Buradan sağlıklı yaşamı eleştirdiğimiz düşünülmesin sakın, sağlıklı yaşam için sağlıklı beslenme şart. Ama kulaktan dolma bilgiler maalesef sağlımızı bozma pahasına uygulamaya geçirilebiliyor. İşte tam da bu nokta da beslenme ve diyet uzmanlarının önemi ortaya çıkıyor.
Ülkemizde, ancak 1962 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde açılan Beslenme ve Diyetetik Bölümü, bugün artık ondan fazla özel ve devlet üniversitesinde okutulan bir bölüm. 4 yıllık eğitim veren bu bölümden mezun olanlar “diyetisyen”, bu bölümden uzmanlık alanlar ise “beslenme ve diyet uzmanı” oluyor. Ayrıca aşçılık, gıda teknolojisi, mutfak yönetimi, yiyecek içecek işletmeciliği, yemek pişirme teknikleri gibi iki yıllık eğitim veren ön lisans programlarından mezun olan öğrencilerin dikey geçiş sınavı ile bu bölümlere geçme şansı var.
Diyetisyenler yalnızca kilo problemleri için değil, sağlıklı beslenme, iyi yaşama, sağlık sorunlarının çözümüne beslenme ile katkıda bulunma, yiyeceklerin sağlığa uygun şekilde pişirimi, toplum sağlığı gibi alanlarda da hizmet sunmakta. Bu bağlamda diyetisyenler özel kurumlar kadar kamu kurumlarında da çalışma imkanı bulabiliyor. Hastaneler, okullar, araştırma geliştirme laboratuvarları, bakanlıklar, fabrikalar gibi birçok kurum günlük enerji ve besin öğelerinin hesaplanması, toplumsal beslenme alışkanlıklarının incelenmesi, besin analizlerinin yapılması, hastalıklardan koruyucu ve hastalıkları iyileştirici diyetlerin geliştirilmesi, vb. alanlarda çalıştırmak üzere istihdam ediyor.
Mutlaka bilgi edinmek için internette araştırma yapmak, kitap okumak, araştırma yapmakta bir sakınca yok. Ancak, okuduklarınızın büyüsüne kapılıp biran önce uygulamaya geçme heveslisi olmayın. Eğer, bir diyete ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bu işin uzmanına başvurun. Neticede bu işin okulunu okuyan onlar. Aksi takdirde herkes diyetisyen olurdu.
Bu yazıyı da bir mottoyla bitirmesek olmaz, eskilerin deyişiyle: Yiyen dikilir, yemeyen yıkılır!