Toprağın ekilmesi, biçilmesi ile özellikle ekonomik manada değer taşıyan çeşitli ürünler yetiştirme veya yine ekonomik manada ürünler veren hayvan beslemek işini yapan kişiler çiftçi denmektedir. Dünyanın en eski mesleği çiftçiliktir. Çiftçi kelimesinin kökeni de tarlayı çeken bir çift hayvandan gelmektedir. Bugün en modern makinalarla bilimsel teknikler kullanılarak yapılan çiftçilik, ekonominin temelidir ve bu başlı başına bir iktisadi bir bilim sayılmaktadır.
Çiftçi nasıl olunur sorusunu cevaplamadan önce çiftçi neler yetiştirir, ülke ekonomisine hangi ürünlerle katkı sağlar bunlara bakmak lazım. Bunu üç ana başlık altında toplayabiliriz. Birincisi zirai ürünlerdir. Buğday, arpa, yulaf, Bakla, bezelye, fasulye, nohut gibi hububat ve baklagiller bu gruba girer. Ayrıca Yağ, dokuma, şeker, tütün gibi endüstriyel ve otlak yem bitkileri üretimi de çiftçiliğin ana konularındandır.
İkinci ürün çeşidi bağ bahçe bitkileri yetiştiriciliğidir. Meyve, sebze, bağcılık, süs bitkileri ve tıbbi bitkiler üretimi bu grupta ele alınır.
Son olarak hayvancılık vardır. Hayvancılık grubunun içinde büyükbaş, küçükbaş hayvancılık, kümes hayvancılığı yada kültür balıkçılığı yer almaktadır.
Çiftçi olabilmenin en temel yolu bu işin aileden gelmesidir. Dolayısıyla anne, babanın çiftçi olduğu ailelerde evlatlarda çiftçiliği öğrenirler. Zirai üretimin büyük bir kısmı bu yolla yapılır. Bunun yanında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi Projesi (EKÜY) kapsamında ya da belediyelerin İstihdama Dayalı Mesleki Teknik Eğitim Kursları ile sertifikalar alarak çiftçilik öğrenilebilir.
Tabi işin teorik kısmından çok pratik kısmı daha çok önem taşımaktadır. Buda işin içine girmekle olmaktadır. Çiftçi adaylarının kendilerini yetiştirecekleri ürün bakımından çok iyi yetiştirmeleri gerekmektedir. Bunun için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yayınları ve kursları mevcuttur. Bunun yanında geleneksel tarım yöntemleri bırakılmalı ve artık tarımda makineleşmeye gidilmelidir. Bu nedenle tarımsal üretimde kullanılan makinelerin nasıl kullanıldığının bilinmesi çiftçi açısından önemlidir. Tarımsal hastalıklarda çiftçilere vakit ve para kaybettiren bir durumdur. Tarımsal hastalıklarla nasıl mücadele edilebileceğinin öğrenilmesi çiftçiler açısından gerekli bir durumdur.
Şu unutulmamalıdır ki çiftçilik insanoğlunun yaratılmasından buyana hep olmuştur ve hep olacaktır. Bu bilindiği için Avrupa Birliği bütçesinin %45ni tarıma ayırmıştır. Ayrıca Türk çiftçisine yönelik eğitim ve kursların yanı sıra Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankasının çeşitli kredi ve hibe destekleri de mevcuttur.