Emperyalist Nasıl Olunur ?En baştan söyleyelim ki evrensel manada hiç de hoş bir manası olmayan, hatta dünya üzerinde her on kişiden dokuzunun olumsuz bir mana addedeceği emperyalizm kavramı bazı ülkeler ve o ülke seçkinleri için yaşam nedenidir. Emperyalizm bir devletin veyahut bir milletin başka devlet ve milletler üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda bulunduğu müdahalelerin bütünüdür. İlk insan topluluklarından bu yana günümüzde hala devam eden emperyalizmin ilk şekli krallıklar ya da imparatorlukların başka devletleri işgal etmeleri ve o devletlerin bütün değerlerini sömürmeleri şeklinde idi. Ancak Rönesans akımı ve coğrafi keşiflerle birlikte emperyalistler devletler sınırlarını genişletmekten öte keşfettikleri yeni ülkelerde birer temsilcilik ya da sömürge valilikleri kurarak yer altı ve yerüstü değerlerini sömürmüşlerdir. Bunun yanında köle ticareti ile insanlarını da sömürmüşlerdir. Günümüzde ise sömürgecilik daha da perde arkasına inmiş, demokrasi gibi paravanlar altında üsler kurulan küçük devletler emperyalizmin pençesinden kurtulamamışlardır. Şunu da unutmamak gerekir ki devletlerin başka devletler üzerinde ki her tasarrufu emperyalizm değildir. Mesela bazı fetihler sömürmek amacıyla değil, gerçekten barış götürmek amacıyla yapılabilir.
İkinci tür emperyalizm ise günümüze hitap eden, dev şirketlerin (petrol, maden, bilişim) bağlı bulundukları büyük ülkelerin, başka ülkeler üzerindeki tasarruflarından faydalanma şeklinde ortaya çıkmıştır. Örneğin ABD’nin Irak’ı işgal etmesiyle birlikte merkezi ABD’de bulunan küresel şirketler Irak’ta ki petrolü çok ucuza alarak kendi ülkelerine götürmüşlerdir. Modern dünya emperyalistleri arkalarına aldıkları süper güçlerin ordularını kullanarak, o ülkelerde kendilerine bağlı kukla yönetimler oluşturarak sömürgeciliklerine devam ederler. Per tabi ki herkesçe bilinen bu süper güçler de aynen küresel şirketler gibi emperyalistlerdir.
Emperyalist olmanın üçüncü bir şekli ise işgal edilen topraklara kendi kültürünü yaymaktır. Bu kimi zaman iyi niyetli yapılsa da çoğu zaman o ülke halkını afyonlamak amacıyla yapılmıştır. Avrupalı sömürgecilerin Afrika kıtasına gönderdikleri güçlerin başında asker ardından ise misyonerler gelmekte idi. Bu misyonerler Afrika halkları üzerinde uzun yıllar yaptıkları çalışmalarla beyaz adama gösterilen itaatın, Tanrıya gösterilmiş olduğunu aşılamış ve kendi ülkelerinin emperyalist çıkarlarına büyük hizmet etmişlerdir. Bu emperyalizm çeşidinin içine Sovyetler Birliğinin işgal ettiği ülkelere kendi ideolojisini götürmesini de ekleyebiliriz.