Organ Bağışçısı Nasıl Olunur ? Organ Bağışı Neden Hayat Kurtarır ? Kimler Organlarını Bağışlayabilir ? Bu gibi soruların cevabını yazımız içeriğinde bulabileceksiniz. Organ veya doku naklinin gelişen teknoloji ile birlikte giderek başarıyla uygulanan çeşitlerine günümüzde tüm haber kanallarında sıkça rastlıyoruz. Son olarak ülkemizde yapılan yüz nakli gibi uygulamalar da birçok insanı hayrete düşürür nitelikte.
Organ bağışında bağışı yapan ve bağış yapılan iki taraf var. Allah sağlık versin diyor ve organ bağışçısı nasıl olunur yazımızla bahsettiğimiz taraflardan ilkini anlatarak söze başlıyoruz:
Organ bağışçısı iki türlü olunabilir: Yaşarken ya da öldükten sonra. Elbette ikincisi daha geniş, çünkü hayati organlar yaşarken bağışlanamıyor. Bu durum kanunla da belirlenmiş, şöyle ki; “Vericinin yaşamını mutlak surette sona erdirecek veya tehlikeye sokacak olan organ ve dokuların alınması, yasaktır.” Maddesi “Organ Ve Doku Alınması, Saklanması Ve Nakli Hakkında Kanun”da yer almakta. Ayrıca belli akrabalık dereceleri de aranabiliyor, 4. dereceden akraba olmak gibi. Bunu yine ilgili kanundan öğreniyoruz.
Aynı kanunla bağış yapan kişinin on sekiz yaşını doldurmuş olması şartı getirilmiş durumda. Tabi organ bağışı yapılan kişi için bu şart bulunmuyor. Ayrıca akli dengesi yerinde olma şartı da aranıyor.
Burada ilgili Kanun’un 14üncü maddesine bakmakta fayda var:
“Bir kimse sağlığında vücudunun tamamını veya organ ve dokularını, tedavi, teşhis ve bilimsel amaçlar için bıraktığını resmi veya yazılı bir vasiyetle belirtmemiş veya bu konudaki isteğini iki tanık huzurunda açıklamamış ise sırasıyla ölüm anında yanında bulunan eşi, reşit çocukları, ana veya babası veya kardeşlerinden birisinin; bunlar yoksa yanında bulunan herhangi bir yakınının muvafakatiyle ölüden organ veya doku alınabilir.” İbaresiyle ailenin onay durumu ile ilgili bilgi verilmiş.
Ancak tabi aksine bir vasiyet bırakmış olunabilir, bu surumda maddenin devamında şöyle bir ifade eklenmiş:
“Ölü, sağlığında kendisinden ölümünden sonra organ veya doku alınmasına karşı olduğunu belirtmişse organ ve doku alınamaz.”
İstisnai durumlarla ilgili olarak 14. Maddenin devamında;
“Kaza veya doğal afetler sonucu vücudunun uğradığı ağır harabiyet nedeniyle yaşamı sona ermiş olan bir kişinin yanında yukarıda sayılan kimseleri yoksa, sağlam doku ve organları, tıbbi ölüm halinin alınacak organlara bağlı olmadığı 11 inci maddede belirlenen hekimler kurulunun raporuyla belgelenmek kaydıyla, yaşamı organ ve doku nakline bağlı olan kişilere ve naklinde ivedilik ve tıbbi zorunluluk bulunan durumlarda vasiyet ve rıza aranmaksızın organ ve doku nakli yapılabilir. Bu hallerde, adli otopsi, bu işlemler tamamlandıktan sonra yapılır ve hekimler kurulunun raporu adli muayene ve otopsi tutanağına geçirilir ve evrakına eklenir.
Ayrıca vücudunu ölümden sonra inceleme ve araştırma faaliyetlerinde faydalanılmak üzere vasiyet edenlerle yataklı tedavi kurumlarında ölen veya bunların morglarına getirilen ve kimsenin sahip çıkmadığı ve adli kovuşturma ile ilgisi olmayan cesetler aksine bir vasiyet olmadığı takdirde 6 aya kadar muhafaza edilmek ve bilimsel araştırma için kullanılmak üzere ilgili yüksek öğretim kurumlarına verilebilirler. Bu cesetlerin defin hususu dahil tabi olacakları işlemler Adalet, İçişleri, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlıklarınca bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren 3 ay içinde çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”
İfadeleri eklenmiş.
Aslında özetlemek gerekirse organ bağışçısı olmak(tabi doku bağışı da dahil) için ilk olarak Organ Ve Doku Alınması, Saklanması Ve Nakli Hakkında Kanun’u okuyoruz. Daha sonra bir avukata danışıp organlarımızı bağışladığımıza dair bir yazı hazırlayabiliriz.
Sağlık kuruluşları, ilgili vakıf ve dernekler ile emniyet müdürlüklerine de danışarak hareket etmek gerekiyor, prosedürler ile ilgili buralardan direkt bilgi almanız faydalı olabilir, aklınızda bulunsun. Araştırıp derlediğimiz bilgilerin özetleri bu kadar, sağlıkla kalın…