Patron Nasıl Olunur ? Büyük Türkçe sözlükte patron, özetle işveren olarak nitelendiriliyor. Bir ticari kuruluşun sahibi, sanayi kuruluşunun başındaki lider gibi anlamlara geliyor. Patron denildiğinde akılda yer eden serbest çağrışımlar tabi ki para, fabrika, iş yeri. Ağzında purosu elinde viskisi Hollywood filmlerinden aşina olunan göbekli patron tiplemesi ise gerçekte her zaman öyle değil.
İstek üzerine biz de patron nasıl olunur araştıralım dedik, ama sıkıcı bilimsel bilgilere boğmadan anladıklarımızı kısaca özetleyelim, belki faydası olur:
Patron iki türlü olunur, girişimci olup bir iş kurar, iş verir, ticari bir işletmenin gerektirdiği koşulları sağlarsanız patron olursunuz. Bu yol elbette bedava değil, sermaye de işletmenin kurulum aşamasında olması gereken faktörlerden.
Eğer, belirli ihtiyaçların giderilmesi için, gerekli faktörleri bir araya getiren ve mal ya da hizmet alım, satımı, üretimi gibi faaliyetlerde bulunan kuruluşlara biz işletme diyorsak, bunun oluşması için onay veren ve harekete geçiren insanoğlu da doğal olarak patron oluyor. Yönetici ise genellikle patronun iş verdiği, iş yerini çekip çeviren ve karar alınmasını sağlayan lider kişiler diyebiliriz. İşletme bilimcileri tarafından genel kabul gören ve işletmeyi oluşturan halkla ilişkiler, insan kaynakları, pazarlama finansman gibi işler büyük şirketlerde konunun uzmanı yöneticiler tarafından(istisnalar hariç) yürütülür. Bu yöneticiler patron değil, çalışandır. Patron ilk kıvılcımı yakan kişidir ve işin sahibidir.
Diğer bir durumda ise, genelde babadan kalma diye tabir edilen, miras ya da nakil gibi yollarla devredilen müesseselerin sahibi olunduğunda yine patron tanımına uymuş oluyoruz.
Her iki durumda da patron iş yerinin sahibi oluyor. Bu durumda fazla söze gerek yok çok büyük istisnalar dışında doğru yerde doğru yatırımı yaparak patron olmak mümkün. Ben beş kuruşsuz da patron olurum diye iddia ediyorsanız, dedik ya istisnalar kaideyi bozmaz. Doğru yerde doğru yatırım konusu ise çok karmaşık. Çünkü bilimsel verilerin dışında bazen hisler ve hayaller de zamanlamaya etki ediyor. Birçok patron sahibi olduğu işle ilgili gereken yatırım fikrini, tesadüfü karşılaşmalar sonucunda alabiliyor. Burada bağlantıların önemi büyük. Eğer karideslere ilgi duyan ve bu konuyu araştıran biriyseniz, bir gün karşınıza çıkan biriyle iletişim kurarken bir de bakmışsınız ki, o kişiyle tartışıp geliştirdiğiniz fikirler biraz cesaretle (buna girişimciliğin önemli bir kısmı diyorlar) bir restoran sahibi oluvermişsiniz.
Patron olmadan önce hayata bakışınız, dünya görüşünüz, ve elbette ki görgünüz ve sezgileriniz oluşturacağınız işe, hatta oluşturacağınız organizmaya doğrudan yansıyacaktır. Patronluğun resmi bir okulu yoktur, kolay yoldan para kazanma hayalleri kuranlar içinse, patronluk hayal kırıklığı olabilir.
İyi bir patron nasıl olur tartışmasında birçok bilimsel ya da bilimsel olmayan iddialar veyahut hipotezler mevcut. Bu soruyu yanıtlarken bakış açınızın, paradigmaların nereye yöneldiği, cevabı da etkiliyor, personel açısından kötü bir patron, kararlara müdahale ve girişimcilik açısından oldukça başarılı olabilir.
Patron, zorunda kalarak ya da öngörerek karar veren kişidir. dolayısıyla karar verme önemli bir kuruluş faktörü olsa da, işletmenin tüm dönemeçlerindeki tüm kararlar da yönetim kurulunun ya da patronun önemini vurgulayan faktörlerdir.
Sonuç olarak doğru soru patron nasıl olunur değil, girişimci ruha sahip biri nasıl olunur olursa daha faydalı olacaktır.